Keskin Bakış - Hüseyin Zorkun
Asgari Ücret 22.104 TL: Harca Harca Bitmez (!)
Yeni yılın yaklaşmasıyla birlikte asgari ücret tartışmaları yeniden alevlendi. Çalışanın alın teriyle kazandığı maaşa yapılan zam, her zamanki gibi göz boyayıcı bir rakam olarak sunuldu: 22.104 TL. Peki, bu ücret gerçekten geçinmek için yeterli mi? Yoksa yalnızca sayılarla oynanan, hayatın gerçeklerinden kopuk bir hesaplama mı?
Vatandaşın içinde bulunduğu duruma baktığımızda tablo hiç iç açıcı değil. Her güne yeni bir zamla uyanan halk, markette temel ihtiyaçlarını karşılamak için tereddüt eder hale geldi. Bir kilo peynir, iki litre süt, birkaç kilo sebze derken market alışverişi için 2.000 TL'nin üzerinde harcama yapmak kaçınılmaz hale geldi. Elektrik, su, doğalgaz faturaları ise ayrı bir yük. Kira fiyatlarından hiç bahsetmeye bile gerek yok; büyükşehirlerde 10.000 TL'nin altına kiralık ev bulmak neredeyse imkânsız.
Bu tabloya rağmen, 22.104 TL'lik asgari ücretin “yeterli” olduğu iddia ediliyor. Ancak ortada bariz bir gerçek var: Bu maaşla bir ailenin temel ihtiyaçlarını karşılaması mümkün değil. Bu rakam, ekonomik sıkıntılar içinde ezilen vatandaşa yalnızca bir avuntu sunuyor. Sanki insanların hayat standartlarını yükseltmek yerine, onlara sadece günü kurtarabilecek bir yaşam dayatılıyor.
Halk Perişan, Yetkililer Sessiz
Tüm bu ekonomik sıkıntılar içerisinde en büyük sorumluluk devlete düşüyor. Vatandaşın alım gücü her geçen gün erirken, asgari ücretle hayatını sürdüren milyonlarca insan büyük bir çaresizlikle baş başa kalıyor. İstatistiklerde büyüyen ekonomi, halkın cebine yansımadıkça ne anlam ifade ediyor?
Birileri ülkenin ekonomik büyümesinden, ihracat artışından ve enflasyonun “kontrol altına” alındığından bahsederken, vatandaş markette domatesin kilosunu hesaplıyor. Birileri lüks otellerde yılbaşı planları yaparken, halk faturalarını nasıl ödeyeceğini düşünüyor. Bu tablo, gelir dağılımındaki adaletsizliği açıkça ortaya koyuyor.
Asgari Ücretle Dalga Mı Geçiliyor?
Asgari ücretle çalışan bir birey veya ailesi için bu rakamın bir anlam ifade etmediği gün gibi ortada. Hadi bir ayı geçtik diyelim, peki ya diğer aylar? Eğitim, sağlık, ulaşım gibi temel ihtiyaçlar nasıl karşılanacak? Bir çocuğun eğitim masrafları, kırtasiye ihtiyaçları, giysileri nasıl alınacak?
Bu maaş, vatandaşın temel ihtiyaçlarını karşılamaktan çok uzak. Harca harca bitmez denilen rakam, daha ayın başında tükeniyor. İnsanlar ay sonunu nasıl getireceğini kara kara düşünürken, bu maaşla geçinmek bir mucizeye dönüşüyor.
Adaletli Bir Ekonomik Sistem Şart
Eğer bu ülkede sosyal adaletten bahsedilecekse, gelir dağılımındaki uçurumun kapatılması şart. Halkın alım gücünü artıracak, gerçek anlamda refah sağlayacak düzenlemelere ihtiyaç var. Ekonomik büyüme rakamlarının halkın cebine yansıması gerekiyor. Aksi halde, bu tarz zamlar yalnızca kâğıt üzerinde bir avuntu olmaktan öteye geçmeyecek.
Sonuç olarak, 22.104 TL’lik asgari ücretin halkın geçim sıkıntılarını çözmesi mümkün değil. Bu rakam, yalnızca günü kurtarmaya yönelik bir adım. Fakat halk, artık günü kurtarmaktan çok daha fazlasını hak ediyor. İnsanca yaşamak, insanca çalışmak ve insanca bir ücret almak herkesin hakkıdır.