Hayatın koşuşturmacasında bazen unuttuğumuz bir gerçek var: İyilik sadece karşımızdakine değil, bize de iyi gelir. Birine gülümsemek, bir kapı tutmak, bir teşekkür etmek… Belki küçük adımlar gibi görünür, ama ruhumuza attığımız en büyük adımlardır.
Düşünsenize, yolda yere düşen bir çocuğa el uzattığınızda, onun yüzündeki minnet dolu ifadeyi gördüğünüzde siz de daha iyi hissetmez misiniz? Ya da bir ihtiyacı olana yardım ettiğinizde içinizde beliren o sıcaklık? İşte bu, iyiliğin iyileştirici gücü.
İyilik, bir zincir gibidir. Birinin gönlünü aydınlattığınızda, o ışık başka bir kalbe de sıçrar. Küçük bir hareket, büyük değişimlere yol açabilir. Hatta bazen, hiç tanımadığınız birine dokunduğunuz bir iyilik, onların hayatında dönüm noktası olabilir.
Bu yüzden sorumluluğumuz büyük: İyiliği büyütmek. Belki bir sokak hayvanını doyurmak, belki kırılmış bir kalbi tamir etmek… Önemli olan, niyet ve samimiyetle harekete geçmek.
Unutmayın, iyilik bulaşıcıdır. Bugün birine iyi gelin, yarın o kişi başkasına. Ve kim bilir, belki dünya böylece daha güzel bir yer olur. Çünkü iyilik iyileştirir. Hem dünyayı, hem bizi.
Hadi bugün başlayalım: Bir dokunuş, bin iyileşme…
İyilik iyileştirsin 🤗
Sevgilerimle
Gülşah Yılmaz
